Rapunzel Hikayesi (A2 Seviyesi)
Once Upon a Time
Once upon a time, a man and his wife lived in a small village. The wife was going to have a baby. She wanted to eat a special plant called rapunzel. This plant grew in a witch’s garden.
The man loved his wife very much. He decided to take the plant for her. He climbed the wall of the garden and took some rapunzel. But the witch saw him. She was very angry. “You stole my plant! Now, you must give me your baby when it is born,” the witch said. The man was scared and agreed.
The Tower
When the baby girl was born, the witch took her. She named the girl Rapunzel. The witch locked Rapunzel in a tall tower when she turned 12. The tower had no doors or stairs, only one window.
Rapunzel had very long, golden hair. The witch climbed the tower by holding Rapunzel’s hair. She called, “Rapunzel, Rapunzel, let down your hair!”
The Prince
One day, a prince walked near the tower. He heard Rapunzel singing. Her voice was so beautiful that he wanted to see her. He hid behind the trees and saw the witch climb the tower.
After the witch left, the prince called, “Rapunzel, Rapunzel, let down your hair!” Rapunzel thought it was the witch and let her hair down. The prince climbed up and met Rapunzel.
They became friends and soon fell in love. The prince visited her every day. He brought food, books, and flowers.
The Escape
One day, the witch saw the prince with Rapunzel. She became very angry. She cut Rapunzel’s hair and sent her far away to a desert. Then, she waited for the prince.
When the prince climbed the tower, the witch pushed him. He fell into thorns and became blind. He wandered the forest, calling for Rapunzel.
The Happy Ending
After many years, the prince found Rapunzel in the desert. She was crying. When her tears touched his eyes, he could see again.
They returned to the prince’s kingdom and lived happily ever after.
Türkçesi
Bir Varmış Bir Yokmuş
Bir zamanlar, küçük bir köyde bir adam ve karısı yaşarmış. Kadın bir bebek bekliyormuş. Bir bitki olan rapunzel yemek istemiş. Bu bitki, bir cadının bahçesinde büyüyormuş.
Adam, karısını çok severmiş. Bu bitkiyi onun için almaya karar vermiş. Bahçenin duvarına tırmanmış ve biraz rapunzel almış. Ama cadı onu görmüş. Çok sinirlenmiş. “Bitkimi çaldın! Şimdi, bebeğin doğduğunda onu bana vermelisin,” demiş. Adam korkmuş ve kabul etmiş.
Kule
Bebek kız doğduğunda, cadı onu almış. Kızın adını Rapunzel koymuş. Rapunzel 12 yaşına geldiğinde, cadı onu yüksek bir kuleye kapatmış. Kulede kapı veya merdiven yokmuş, sadece bir pencere varmış.
Rapunzel’in çok uzun, altın sarısı saçları varmış. Cadı, Rapunzel’in saçlarını tutarak kuleye tırmanırmış. “Rapunzel, Rapunzel, saçlarını sarkıt!” diye seslenirmiş.
Prens
Bir gün, bir prens kulenin yakınında yürüyormuş. Rapunzel’in şarkı söylediğini duymuş. Sesi o kadar güzelmiş ki onu görmek istemiş. Ağaçların arkasına saklanmış ve cadının kuleye tırmandığını görmüş.
Cadı gittikten sonra, prens “Rapunzel, Rapunzel, saçlarını sarkıt!” diye seslenmiş. Rapunzel bunun cadı olduğunu düşünmüş ve saçlarını sarkıtmış. Prens yukarı tırmanmış ve Rapunzel ile tanışmış.
Arkadaş olmuşlar ve kısa süre sonra aşık olmuşlar. Prens her gün onu ziyaret etmiş. Ona yiyecek, kitap ve çiçek getirmiş.
Kaçış
Bir gün, cadı prensi Rapunzel ile görmüş. Çok sinirlenmiş. Rapunzel’in saçlarını kesmiş ve onu uzak bir çöle göndermiş. Sonra, prensi beklemiş.
Prens kuleye tırmandığında, cadı onu aşağı itmiş. Prens dikenlere düşmüş ve kör olmuş. Ormanda dolaşarak Rapunzel’i aramış.
Mutlu Son
Yıllar sonra, prens Rapunzel’i çölde bulmuş. Rapunzel ağlıyormuş. Gözlerine değen gözyaşları, prensin tekrar görmesini sağlamış.
Onlar prensin krallığına dönmüş ve sonsuza dek mutlu yaşamışlar.
Vocabulary (Kelime Listesi)
- Tower (Kule)
- Witch (Cadı)
- Prince (Prens)
- Hair (Saç)
- Desert (Çöl)
- Blind (Kör)
- Tears (Gözyaşı)
- Escape (Kaçış)
- Thorns (Dikenler)
- Kingdom (Krallık)
Useful Phrases (Kullanışlı İfadeler)
- Once upon a time (Bir varmış bir yokmuş)
- Let down your hair (Saçlarını sarkıt)
- Fall in love (Aşık olmak)
- Live happily ever after (Sonsuza dek mutlu yaşamak)
- Climb the tower (Kuleye tırmanmak)
- Wander the forest (Ormanda dolaşmak)
Daha fazla İngilizce hikaye için buraya tıklayın.
