A2 seviyesi İngilizce hikayeler arasında “Little Red Riding Hood” unutulmaz bir dünya klasiğidir. Hem eğlenceli hem de öğretici olan bu hikaye, İngilizce öğrenenler için mükemmel bir okuma pratiği sunar. Hikayede, küçük bir kızın cesareti ve zekası, tehlikelerle nasıl başa çıktığını gösterir.
Little Red Riding Hood (Kırmızı Başlıklı Kız)
Once upon a time, there was a little girl who loved wearing her red hooded cloak. Everyone called her Little Red Riding Hood. One day, her mother asked her to visit her grandmother, who was sick. She packed a basket of bread and jam and reminded her daughter, “Stay on the path and don’t talk to strangers.”
Little Red Riding Hood walked happily into the forest. The sun was shining, and the birds were singing. Suddenly, a big wolf appeared. “Where are you going, little girl?” he asked with a sly smile.
“I’m going to visit my grandmother,” she answered.
“Where does she live?” the wolf inquired.
“In a small house at the end of the forest,” she said innocently.
The wolf had a cunning plan. He rushed ahead to the grandmother’s house, knocked on the door, and pretended to be Little Red Riding Hood. “It’s me, Grandma!” he said in a sweet voice.
“Come in, dear,” said the grandmother.
The wolf entered, and with a quick move, locked the grandmother in the closet. He then put on her clothes and lay in her bed, waiting for Little Red Riding Hood.
When the little girl arrived, she was surprised to see her grandmother looking different. “Grandmother, what big eyes you have!”
“All the better to see you with,” said the wolf.
“Grandmother, what big ears you have!”
“All the better to hear you with,” the wolf replied.
“Grandmother, what big teeth you have!”
“All the better to eat you with!” shouted the wolf, jumping out of bed.
Little Red Riding Hood screamed, but just then, a hunter passing by heard her. He rushed into the house, scared the wolf away, and freed the grandmother from the closet.
Little Red Riding Hood learned a valuable lesson that day: always listen to your mother and never talk to strangers.
Kırmızı Başlıklı Kız
Bir zamanlar, kırmızı başlıklı pelerini çok seven bir kız vardı. Herkes ona Kırmızı Başlıklı Kız derdi. Bir gün, annesi ona hasta olan büyükannesini ziyaret etmesini söyledi. Bir sepet ekmek ve reçel hazırlayıp kızına “Yoldan ayrılma ve yabancılarla konuşma,” dedi.
Kırmızı Başlıklı Kız mutlu bir şekilde ormana yürüdü. Güneş parlıyor, kuşlar şarkı söylüyordu. Aniden büyük bir kurt ortaya çıktı. “Nereye gidiyorsun, küçük kız?” diye sordu, sinsi bir gülümsemeyle.
“Hasta büyükannemi ziyarete gidiyorum,” diye cevap verdi.
“O nerede oturuyor?” diye sordu kurt.
“Ormanın sonundaki küçük bir evde,” dedi masumca.
Kurt, hain bir plan yaptı. Büyükannenin evine doğru koştu, kapıyı çaldı ve Kırmızı Başlıklı Kız gibi davrandı. “Ben geldim, büyükanne!” dedi tatlı bir sesle.
“Gel içeri, sevgilim,” dedi büyükanne.
Kurt içeri girdi ve hızlı bir hareketle büyükanneyi dolaba kilitledi. Ardından büyükanne kıyafetlerini giyip yatağa uzandı ve Kırmızı Başlıklı Kız’ı beklemeye başladı.
Kız eve geldiğinde, büyükannesinin farklı göründüğünü fark etti. “Büyükanne, ne büyük gözlerin var!”
“Seni daha iyi görebilmek için,” dedi kurt.
“Büyükanne, ne büyük kulakların var!”
“Seni daha iyi duyabilmek için,” dedi kurt.
“Büyükanne, ne büyük dişlerin var!”
“Seni yiyebilmek için!” diye bağırdı kurt ve yataktan fırladı.
Kırmızı Başlıklı Kız çığlık attı, ama o sırada oradan geçen bir avcı onun sesini duydu. Hemen eve koştu, kurdu korkutup uzaklaştırdı ve büyükannesi dolaptan kurtardı.
Kırmızı Başlıklı Kız o gün önemli bir ders aldı: Anneni dinle ve yabancılarla konuşma.
Vocabulary and Expressions
- Hooded cloak: Kapüşonlu pelerin
- Stay on the path: Yoldan ayrılma
- Sly smile: Sinsi gülümseme
- Cunning plan: Hain plan
- Valuable lesson: Değerli ders
- Talk to strangers: Yabancılarla konuşmak