Tür: Zarf (Adverb)
Seviye: B1 (Orta – Intermediate)
Anlamları
- Aslında, Gerçekten
- Örnek: I thought it would be difficult, but actually, it was quite simple.
(Zor olacağını düşündüm, ama aslında oldukça basitti.)
- Örnek: I thought it would be difficult, but actually, it was quite simple.
- Doğruyu Söylemek Gerekirse
- Örnek: Actually, I don’t like coffee.
(Doğruyu söylemek gerekirse kahve sevmem.)
- Örnek: Actually, I don’t like coffee.
- Beklenmedik Bir Şeyi Vurgularken
- Örnek: She actually passed the test on her first try!
(O, testi ilk denemede gerçekten geçti!)
- Örnek: She actually passed the test on her first try!
Türkçe Telaffuz
- Actually: ek-çu-ı-li
Eş Anlamlılar (Synonyms)
- Truly (gerçekten)
- In fact (aslında)
- Really (gerçekten)
Zıt Anlamlılar (Antonyms)
- Falsely (yanlış bir şekilde)
- Supposedly (sözde)
- Allegedly (iddia edildiğine göre)
Kelime Ailesi (Word Family)
- Actual (sıfat): Gerçek
- Örnek: The actual situation is more complicated than it seems.
(Gerçek durum göründüğünden daha karmaşık.)
- Örnek: The actual situation is more complicated than it seems.
- Actuality (isim): Gerçeklik
- Örnek: The actuality of the event surprised everyone.
(Olayın gerçekliği herkesi şaşırttı.)
- Örnek: The actuality of the event surprised everyone.
Köken Bilgisi (Etymology)
“Actually” kelimesi, Latince “actualis” (eylemle ilgili) ve Eski Fransızca “actuel” (gerçek) kelimelerinden türetilmiştir. Modern İngilizce kullanımına 14. yüzyılda girmiştir.
Yaygın Kullanım Alanları
- Yanlış Bir İnancı Düzeltemek: Yanlış bir varsayımı açıklığa kavuşturmak.
- Beklenmedik Durumları Vurgulamak: Şaşırtıcı bir gerçeği belirtmek.
- Cümleye Netlik Katmak: Söylenenleri kesinleştirmek için kullanılır.
Örnek Cümleler (Example Sentences)
- Yanlış Bir İnancı Düzeltemek
- People think I am shy, but actually, I love meeting new people.
(İnsanlar utangaç olduğumu düşünüyor, ama aslında yeni insanlarla tanışmayı severim.)
- People think I am shy, but actually, I love meeting new people.
- Beklenmedik Durumları Vurgulamak
- The car actually started after sitting unused for years!
(Araba, yıllarca kullanılmadan durduktan sonra gerçekten çalıştı!)
- The car actually started after sitting unused for years!
- Cümleye Netlik Katmak
- He actually meant what he said.
(O, söylediği şeyi gerçekten kastetti.)
- He actually meant what he said.
İdiom ve İfadeler
- “Not actually”: Tam olarak değil
- Örnek: He is not actually the manager, but he acts like one.
(O tam olarak müdür değil, ama öyle davranıyor.)
- Örnek: He is not actually the manager, but he acts like one.
Kelimenin Farklı Anlamları
- Gerçek Olarak (Truly)
- Örnek: The painting is actually worth millions.
(Tablo aslında milyonlar değerinde.)
- Örnek: The painting is actually worth millions.
- Vurgulama İçin Kullanım (For Emphasis)
- Örnek: Did you actually believe that story?
(O hikâyeye gerçekten inandın mı?)
- Örnek: Did you actually believe that story?
Anahtar Kelimeler
- Actually kelimesinin anlamı
- İngilizce actually nasıl kullanılır
- Actually örnek cümleler
- Aslında anlamında actually
Test:
- What does “actually” mean in the sentence: “Actually, I am not interested in this topic”?
a) Supposedly
b) Truly
c) Falsely
d) Allegedly - Which word is a synonym of “actually”?
a) Supposedly
b) Allegedly
c) Truly
d) Falsely - What is the opposite of “actually”?
a) Truly
b) Supposedly
c) Really
d) In fact - How is “actually” used in the sentence: “He actually wanted to help”?
a) To emphasize a false belief
b) To correct a misconception
c) To state an imaginary fact
d) To exaggerate
Doğru Cevaplar:
- b) Truly
- c) Truly
- b) Supposedly
- b) To correct a misconception
Yeni bir kelimeye geçmek istersen, hazırım! 😊