Tür: Sıfat (Adjective)
Seviye: B2 (Orta İleri – Upper Intermediate)
Anlamları
- Gerçek
- Örnek: The actual reason for his absence is still unknown.
(Onun yokluğunun gerçek nedeni hâlâ bilinmiyor.)
- Örnek: The actual reason for his absence is still unknown.
- Asıl, Doğrudan Doğruya
- Örnek: The actual problem lies in the lack of communication.
(Asıl sorun iletişim eksikliğinde yatıyor.)
- Örnek: The actual problem lies in the lack of communication.
Türkçe Telaffuz
- Actual: ek-çu-ıl
Eş Anlamlılar (Synonyms)
- Real (gerçek)
- Genuine (hakiki)
- True (doğru)
Zıt Anlamlılar (Antonyms)
- False (yanlış)
- Unreal (gerçek dışı)
- Imaginary (hayalî)
Kelime Ailesi (Word Family)
- Actually (zarf): Gerçekten, aslında
- Örnek: Actually, I disagree with your opinion.
(Aslında, senin fikrine katılmıyorum.)
- Örnek: Actually, I disagree with your opinion.
- Act (fiil): Hareket etmek, davranmak
- Örnek: He decided to act on his instincts.
(Kendi içgüdülerine göre hareket etmeye karar verdi.)
- Örnek: He decided to act on his instincts.
Köken Bilgisi (Etymology)
“Actual” kelimesi, Latince “actualis” (eylemle ilgili) ve “actus” (hareket, eylem) kelimelerinden türemiştir. 14. yüzyıldan itibaren İngilizcede “gerçek” ve “mevcut” anlamlarında kullanılmaktadır.
Yaygın Kullanım Alanları
- Gerçek Durumu Açıklamak: Bir olayın ya da durumun doğru halini ifade etmek.
- Karşılaştırma Yapmak: Beklentiler veya hayallerle gerçek durum arasında fark göstermek.
- Problemleri Tanımlamak: Sorunun temel nedenini vurgulamak.
Örnek Cümleler (Example Sentences)
- Gerçek Durumu Açıklamak
- The actual size of the building is much larger than it seems in pictures.
(Binanın gerçek boyutu, fotoğraflarda göründüğünden çok daha büyüktür.)
- The actual size of the building is much larger than it seems in pictures.
- Karşılaştırma Yapmak
- His actual behavior was completely different from what we expected.
(Onun gerçek davranışı, beklediğimizden tamamen farklıydı.)
- His actual behavior was completely different from what we expected.
- Problemleri Tanımlamak
- The actual cause of the accident is still being investigated.
(Kaza nedeninin gerçek sebebi hâlâ araştırılıyor.)
- The actual cause of the accident is still being investigated.
İdiom ve İfadeler
- “In actual fact”: Gerçek şu ki
- Örnek: In actual fact, the project was completed ahead of schedule.
(Gerçek şu ki, proje planlanandan önce tamamlandı.)
- Örnek: In actual fact, the project was completed ahead of schedule.
Kelimenin Farklı Anlamları
- Gerçek Olan (Real)
- Örnek: The actual temperature is lower than what the forecast predicted.
(Gerçek sıcaklık, tahmin edilenin altında.)
- Örnek: The actual temperature is lower than what the forecast predicted.
- Asıl Konu (Main or Core)
- Örnek: Let’s focus on the actual issue instead of unnecessary details.
(Gereksiz detaylar yerine asıl konuya odaklanalım.)
- Örnek: Let’s focus on the actual issue instead of unnecessary details.
Anahtar Kelimeler
- Actual kelimesinin anlamı
- İngilizce actual nasıl kullanılır
- Actual örnek cümleler
- Gerçek anlamında actual kelimesi
Test:
- What does “actual” mean in the sentence: “The actual problem is communication”?
a) Imaginary
b) Real
c) Fake
d) Unknown - Which word is a synonym of “actual”?
a) False
b) Genuine
c) Unreal
d) Imaginary - What is the opposite of “actual”?
a) True
b) Real
c) False
d) Genuine - Which phrase uses “actual” correctly?
a) The actual weather is sunny.
b) The actual fact is false.
c) Actual people are imaginary.
d) Actual books don’t exist.
Doğru Cevaplar:
- b) Real
- b) Genuine
- c) False
- a) The actual weather is sunny
Yeni bir kelimeye geçmek istersen, hazır bekliyorum! 😊